10 Şubat 2015 Salı

Arkadaşlıkların tarzları

Herkesin kafasında bir arkadaşlık tanımı vardır. Bu tanımlar her insana göre gerçekten çok farklılık gösterebilir. Kurulan arkadaşlıkların şekli de, arkadaşlığı kuran kişilerin karakterine göre değişir.
Bu yazımda da genel olarak arkadaşlık tarzlarından bahsetmeye çalışacağım.

Daha önce yolda yürüken dükkanların birinde bir yazı görmüştüm, şöyle yazıyordu:
Üç çeşit dostluk vardır:
1-Ekmek gibidir, her gün ararsın.
2-İlaç gibidir, işin olunca ararsın.
3-Mikrop gibidir, sen aramazsın o seni bulur.

Bu biraz felsefi bir laf olmakla birlikte arkadaşlıkları çok iyi bir şekilde sınıflandırmış diyebiliriz. Bu bir arkadaşlık sınıflandırmasından ötürü bir insan karakteri sınıflamasıdır da diyebiliriz.

Bazı insanlar vardır, dürüsttür, hayır severdir, kibirli değildir, yardımıda dokunur, senin ona yardımın dokunduğu kadar seninde işin düşünce koşar gelir. Bunlar genelde az bulunan kesimden insanlardır. Bu insanlar birinci gruptan, ekmek gibi insanlardır. Bunlara senin işin düşer, onların sana işi düşer. Fakat hiç bir zaman yorulmazsın bu tarz insanlarla takılmaktan.

Bazende sınıfta oturup şöyle bir etrafa bakarsınız, bazı insanlara yıllardır hiç merhaba demediğini farkedersiniz. Hatta öyle ki o yıl sınıfa göz gezdirene kadar o kişinin sınıfta varlığını da farketmezsin. Bu kişiler genelde kimseye bir merhaba demez, yüzüne bakmaz, bir ortama gelişi de gidişi de sessizdir. Hatta öyle ki bu arkadaş ölse, ölümünü seladan sonra öğrenirsin. Tabi bu durum senden bir şey isteyene kadardır. Gelir, gerekirse biraz yağlar ballar, sonra sana şöyle bir işim düştü der. Bu iş de genelde basit bir şeydir. Kendisi yapabilir, başka bir alternatif kişiden isteyebilir fakat en yakında, en kolay kişi sen olduğun için senden istemiştir. Bu kişiler de ikinci gruptan ilaç gibi insanlar oluyor. Onlar sana işi düşünce arar, seninde onlara işin düşünce ararsın. İlacı gerektiğinden fazla kullanıca zehirlediği gibi bu insanların da sayısı arttıkça sıkıntıya sökerler, zamanının bir çoğunu onların işlerine gönüllü olarak harcamak zorunda kalırsın. Fakat senin onlara işin düştü mü keyiflerine göre yapabilir veya yapmayabilirler. Bu, o anki ruhsal durumlarına bağlıdır. Senin onlara gösterdiğin hoşgörüyü göstermezlerse gıcık kapabilirsiniz ama bu gereksizbir şey.

Bazı insanlar da vardır tabiri caizse herkesi geri zekalı, bi kendilerini akıllı sanırlar. Bu insanların çevrenizde çok bulunması gerçekten sizi yanlızlığa itebilir. Bunlar genelde senden bir kârı olduğu için yanınızdadır. Bedavaya bir bardak su vermezler, bir işin düşse kesinlikle yapmazlar, sohbetleri genelde bir kazı yolmaya yöneliktir. Genelde etraftaki insanları kullanmaya yönelik bir zihniyetleri vardır. Bir kaç arkadaşı varsa bir arkadaşına ödevlerini yaptırıyordur, birine bir şeyler ısmarlattırıyordur, en basitinden biriyle de dedikodu yapıyorlardır. Yani bu insanların çıkara dayalı bir dostlukları vardır. Bu da üçüncü gruptan mikropları, parazit familyalarını oluşturarak mikrobiyolojiye büyük katkıda bulunuyorlar.

Bu üçüncü grup insanlar çok da ilginç olmayan bir şekilde iş dünyasında bol miktarda bulunmaktadır. Genelde öğrencilik yıllarında arada maddi bir paylaşım fazla olmayacağı için arkadaşlıkların en çıkarcı olanı ödev paylaşımı üzerinedir. Fakat iş hayatına atılınca on lira için sana küfür edebilecek konuma gelen insanlar mı ararsın, arkadaşlıkları dostlukları dolara çevirerek döviz yapan kişileri mi ararsınız her birinden vardır. Bu insanlara genelde kızamıyorsunuz. Sizin onlar gibi olmayışınızın bir eksiklik olduğunu farkediyorsunuz bir süre sonra.

Gel gelelim arkadaşlığın ne olduğu konusuna. Arkadaş, hayatının belirli bir döneminde ortamlarınız aynı olduğu için paylaşımda bulunduğunuz insanlardır. Yani arkadaşlık kaybedilemeyecek bir şey değildir. Arkadaş ile belirli zamanlarda hayatını teğet geçtiği için birlikte olursunuz, sonra zamanı gelince ortamlar ayrılır ve arkadaşınla yılda bir görüşmeye başlarsın. Bu arkadaşa değer vermeyeceğiniz anlamına gelmez, fakat aşırı bağlanmak da doğru değildir. Neticede önceden yanında değildi, aynı ortamda olduğunuz için yanında oldu, bir süre sonra ortamlarınız değişince yanından ayrılacak. Eğer çok sıkı dostsanız ortamlarınız değişse bile arada iletişiminizi sürdürürsünüz, değilse tamamen çıkar hayatından.

Bir insan ortamın değişince hayatından çıkacak mı, yoksa yine seninle iletişim kurmaya devam edecek mi diye anlamanız mümkün değil. Senden uzaklaştığı için bir insana kızamazsın, zira senden henüz küsmemiştir, bir gün ararsa konuşursunuz veya sen ararsan... Bi ara birlikte arkadaşlık yaptığınız için veya sadece yurtta aynı odada kaldığınız için arkadaşlık ettiğiniz insanlara ilerde yolda görünce bir merhaba dersiniz.

Arkadaşından senin için dost olmanın yanında, kardeş, eş, sırdaş gibi bir çok şey olmalarını bekleyemezsin. Arkadaş hayatında yer kaplar fakat her şey değildir. Kardeş, eş, sırdaş gibi şeyler olamazlar. Bunlar olmaları için size daha yakın insanlar olmaları gerekir. Eğer bu kişiler gibi hayatınızdan asla çıkmayacak olan bir arkadaş bulabilirseniz tam olarak olmasa da olabilir. Arkadaştan küçük iyilikler yapmalarını isteyebilirsin. Fakat yapmazsa kızma hakkın da yok. Arkadaştan büyük fedakarlıklar isteyemezsin. Zira bazı fedakarlıkları sen bile kendine yapamayabiliyorsun. Arkadaşla sohbet edebilirsin, hocaları çekiştirebilirsin fakat ona özel hayatınla ilgili bilgileri hemen verme. Çünkü seninle başkaları hakkında konuşan, başkalarıyla da senin hakkında konuşabilir. En azından başkalarına senden aldığı şeyleri aktarmayacağına emin olana kadar söyleme. Arkadaştan yaptığın şeyin karşılığını isteme, çünkü genelde vermezler. Hatta ben yaptım sen de yap tarzında bir ifade de bulunca küfürle karşılık bulabilirsin, şaşırma. Ve son olarak insanların size nasıl davranmalarını istiyorsanız onlara öyle davranın. Ve size rahatsız olacağınız bir tarzda davranan arkadaşa direk renginizi belli edin. Eğer kalbi kırılır diye düşünüyorsanız emin olun, onlar öyle düşünmüyordur. Kademeli bir yakınlık kurun insanlara. Herkese aynı değeri vermeyin.

 Arkadaşlar ve arkadaşlıklar hakkında söyleyeceğimiz şeyler bu kadar. Belki sizin kafanızda daha farklı bir arkadaşlık tanımı vardır, anlatırsanız dinlerim. Arkadaşlıklarınız hep kalbinize göre olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder