Kurtuluş Günü 2: Yeni Tehdit (Sinema)

Geçen Ramazan bayramında Vizyona çıkmış olan 2016 yapımı bu bilim kurgu filminde bazı detaylar heyecanlı, bazıları düşündürücü olabilir. Öncelikle bunu izleyecek kişiler eğer uzaylılara inanıyorsa filmden fazladan biraz daha keyif alacaklardır. Öncelikle filmin kısa bir özetini geçeceğim, ufak detaylardan bahsedeceğim ve son olarak kişisel yorumumu üzerine ekleyeceğim.

Filmin Özeti

Filmin başlangıç yeri Dünyanın uydusu Ay'da kurulmuş bir askeri üs... Güya Amerika, Rusya, Çin, Japonya ve İngiltere başta olmak üzere şuanda dünyada bulunan gelişmiş 5 - 6 ülke önderliğinde bazı ufak ülkelerin de katılımıyla Ay ve güneş sisteminde bir kaç gezegen ve uyduda askeri üs kurulmuş, buralardan bu ülkeler hem Dünyayı hem de uzayı kontrol ediyor.
Filmimizin bir esas oğlanı bulunuyor. Bütün olaylar bu çocuk etrafında dönüyor. Esas oğlanımız Ay'da kurulmuş olan askeri üste pilot olarak çalışıyor. Üstte büyük bir cismi enteresan uzay araçlarıyla yerine yerleştirmeye çalışırken esas oğlanın umursamazlığı yüzünden az kalsın büyük bir zarar olacaktı. Fakat esas oğlan uzay aracıyla çok karizmatik bir manevra yaparak devasa cismi yere düşmekten kurtarıyorlar ve o an operasyonu yöneten komutanın ağzı burnuna geliyor. Daha sonra uzay aracını kullanan artist, tebrik edileceğini düşünerek üsse dönüyor fakat komutandan ufak bir azar işitiyor umursamazlığından dolayı. Daha sonra esas oğlan bu olayı Beyaz Sarayda çalışan sevgilisine anlatacak ve bir çılgınlık da yapıp yanına geleyim mi diyecekti.
Yeni bir görev için Aydaki uzay üssüne yeni elemanlar gönderiyorlar. Bunlar mevcut elemanlarla tanışıyorlar ve bir tanesi bizim esas oğlan ile önceden bir husumeti varmış onunla anlaşamıyorlar.
Bütün bu anlattıklarım filmin başlangıç kısmında olan olaylardı. Aydaki uzay üssünde mevcut olan şeyler. Filmin esas kısmı buradan sonra başlıyor.
Aydaki üsse uzaktan yuvarlak bir cisim yaklaşıyor. Cisim aya yaklaşınca ufak boyutlarda küre şeklinde ilginç bir uzay gemisi olduğu görülüyor. Komutan Beyaz Saraydan bu uzay gemisini vurmak için izin istiyor. Çünkü dost yada düşman olduğuna dair bir işaret vermiyordu. Bir anda ekrana diğer beş ülkenin yöneticileri bağlanıyor ve üç tanesi olur oyu vererek uzay gemisini lazer güdümlü havanlarıyla vuruyorlar. Uzay gemisi yüzlerce km uzakta Ay'ın bir kreterine düşüyor. Esas oğlanı düşen cismi alıp üsse getirmesi için görevlendiriyorlar. Bu arada acı bir haber geliyor: devasa bir uzay gemisi Jüpiterdeki üssü tamamen yok etmiş.
Bu olaydan sonra hemen alarıma geçiliyor ve gelen ufak uzay gemisinin aslen bir gözcü olduğu düşünülüyor. Bu arada komutanlardan gelen bir haberde üss'te bilimsel çalışmalar için kafeslerde tututulan garip kertenkele tipinde uzaylılar hareketlenmeye başlandığı rapor ediliyordu ve bir komutan bunların durumunu anlaması için üsse çağrıldı. Gelen komutan "Beni buraya çağırmanızın umarım geçerli bir sebebi vardır. Çünkü çok güzel bir günde, güzel bir otelde karımla yaptığım çok güzel bir sabah kahvaltısını berbat ettiniz." diyerek espri yapıyor ve içeriye girince kendisi de olanlara mantıklı bir anlam bulamıyor.
Başka bir gezegende devasa bir uzay gemisinin düştüğü haber alınıyor ve ufak bir ekip oraya gidiyor. Bu gezegende birkaç gerilla kabilesi yaşıyor. Bunlarla anlaşarak gemiyi incelediler.
Aynı sıralarda esas oğlan uzay aracıyla; ufak uzay gemisini düşürdükleri kretere varmışlar, küre şeklindeki uzay gemisini inceliyorlardı.
Derken ilginç bir olay oldu ve Jüpiterdeki üssü tarumar eden uzay gemisinin dünyaya yaklaştığı görülüyor. Uzay gemisinin çapı 5 bin Km ve yakınındaki her şeyi çeken bir kütle çekim kuvveti var. Bu gemiyi ilginç yapan şeyse ufak bir gezegen boyutunda olmasıydı. Esas oğlanımız ufak uzay gemisini almış gelirken bu devasa uzay gemisinin kütle çekimine kapılıyor fakat kolay kurtuluyor. Beyaz saraydan bu geminin derhal vurulması emri geliyor, fakat üstteki bütün lazer güdümlü havanlarla vurulmasına rağmen gemiye çizik dahi atamıyorlar. Bunun üzerine gemi ufak bir silahını bizim üssü yöneten japon komutana doğru bir ateşliyor ve komutan yönetim kulesinde bulunan diğer personelle birlikte ölüyor.
Bu şekilde engellenemeyen uzay gemisi dünyaya iniyor ve geminin sekiz ayağından birisi Londrada, birisi Amerikanın bir eyaletinde, diğerleri de pasifik okyanusunun üzerine inerek dünyanın yarısını olduğu gibi kaplayarak büyük çaplı bir kaosa neden oluyor. Gemi hemen pasifik okyanusunun üzerine lazer güdümlü sondaj vurmaya başlıyor. Amacı Dünyanın çekirdeğini çalarak kendileri için enerji kaynağı olarak kullanmakmış. Bu uzaylı ırkı bunu gelişi güzel bir çok medeniyetin yaşadığı gezegene yapmış ve o medeniyetleri yok etmiş. Üstelik 1996'da dünyaya da saldırmış ve NASA tarafından geri püskürtülmüş.
Gemi dünyaya yapışadursun bizim esas oğlan aldığı ufak uzay gemisini ve bir kaç komutan, gerilla kabilesinin lideri gibi bir kaç insanı üsse götürmüş. Küre şeklinde olan bu cisim etrafa enteresan bir enerji yayıyor, bu enerji 1996'daki saldırıda ağır yara alıp o zamandan beri uyuyan bir profesörü uyandırmıştı. Bu cisim üzerinde çalışmaya başladılar. Uyanan profesör cismin içerisinden garip bir küre çıkardı ve bu küre uzayda bulunan yok olmuş bir dost medeniyetin yapay zekasıymış Buraya da insanları uyarmaya gelmiş. Ayrıca insanlar için kendi medeniyetinin silahlarının tasarımlarını ve bilimini getirmiştir.
Dünyaya inen uzay gemisini izlemek için o ara Pasifik Okyanusunda bulunan bir maden arama gemisine telsizle bağlanıyorlar. Gemi mürettebatı da az önce büyük bir gömüyü uzay gemisi yüzünden kaybettikleri için moralleri bozuk ve Beyaz Saraydan gelen teklife dalga geçerek "100 Milyon Dolar verirlerse yardım ederiz" diyorlar. Saray bu teklifi bir anda kabul edince anında gözleri açılıyor ve makinelere yapışıyorlar.
Uzay gemisiyle savaşmak için büyük bir hava birliği gönderildi, fakat uzay geminin jetleri tarafından hepsi yok edildi. Fakat bu saldırıdan esas oğlan ve sekiz arkadaşı geminin içine girmeyi başardılar. Geminin içinde kendilerine ait bir ekosistem kurduklarını, tarlaları, bahçeleri ve gölleri olduğunu görünce çok şaşırdılar. Bu ufak kaçamak ile gemide bulunan kertenkele tipli uzaylı ırkının aslen arı kovanı gibi çalıştıklarını, hatta kraliçenin geminin merkezindeki eklentide olduğunu, kraliçe ölürse geminin aynen geldiği gibi kendi gezegenine geri döndüğünü, 1996'daki saldırıyı da bu şekilde kazandıklarını öğreniyorlar.
Bu ufak ama çok etkili taktikleri bulduktan sonra gemiyle ve sakinleriyle çetin bir savaşa giriyorlar, yem olarak Tuz Gölü'nün çevresine ufak bir otobüs gönderiyorlar. Daha sonra kraliçe gemiden çıkıyor ve Amerikada 51.bölge olarak bilinen uzaylı araştırmaları yapılan bir yere gidiyor. Meğer buradan kurtarmak istediği bir kaç uzaylı varmış. Bu alana gelince uzaylı jetleri arı gibi etrafında uçarak onu koruyorlardı. Fakat dünyalı jetler tarafından girdikleri ufak bir savaşta dünyalı jetler uzaylı jetleri yeniyor ve kraliçe uzaylıyı öldürüyorlar. Esas oğlan tek bir silah ateşlemesiyle kraliçeyi en zayıf noktası olan sırtından vuruyor ve anında yere düşürüyor. Bunu da uzay gemisinin sondajının dünyanın çekirdeğine inmesine saniyeler kala başarıyor. Kraliçe ölünce aynen düşündükleri gibi kalan uzaylılar devasa uzay gemilerini alarak dünyadan ayrılıyorlar,.
Bu şekilde dünyanın çekirdeği bizde kalıyor, insanları uyarmak için gelen küre şeklindeki sanal zeka uygulamasının da verdiği uzay silahı projeleriyle komutanlar bu haydut ırk ile savaşını uzaya taşımaya karar veriyor, film de sonuca ulaşmadan devamı geleceğini belli ederek bitiyor.

Bazı Detaylar

Detaylar aslen Amerika ve diğer büyük devletlerin emellerini özetler nitelikte. Bunlardan bir kaçı şöyle:

• Lazer teknolojisi çözülmüş ve bu, her türlü silahlarda kullanılmış. Bu şekilde gelecekte hayal edilen bazı teknolojilerden haber verilmiş olunuyor.
• Ufak uzay araçlarında fizyon motorlarını kullanmayı başarmışlar ve 2 dk'da Ay'dan Dünyaya gelmek gibi ilginç şeyleri başardıklarını göstermişler. Bu teknoloji NASA'nın uzun süredir üzerinde çalıştığı bir teknolojidir.
• Mars, Jüpiterin bir kaç uydusu ve güneş sisteminde bir kaç gök cisminde koloni kurmayı başarmışlar. Zaten Amerika son zamanlarda basına açıkladığı MarsOne projesi ile böyle bir şey yapmaya çalıştığını açıkça kamuoyu ile paylaşmıştı.
• Uzayda kurulan bütün üslerde bulunan ülkeler şuan ki G8 ülkeleridir.
• Filmin büyük bir bölümü geçen Ay'daki üstte, bahsettiğim 8 büyük ülkenin vatandaşlarından askerler var, diğer küçük ülkenin vatandaşlarından ya yok, ya da az miktarda gereksiz görevlerde var.
• Filmde Türkiye ve çevresinde bulunan bütün ülkeler çoktan yok olmuş, yurtları çöle dönüşmüş olarak gösteriliyor. Hatta Tuz Gölü ve çevresine uzay gemisi için yem bırakmalarının sebebi buranın ıssız bir çöl olmasıymış. Fakat gerçekte Tuz Gölü ve çevresi İç Anadolu bölgesinde kalıyor ve Türkiyenin merkezi niteliğinde bir yer.
• Bazı uzaylı ırklarıyla iletişim kurulamamış olsa da iletişim kurmak için bazı metotlar geliştirilmiş, insan oğlu bir çok teknolojiyi çözmüş durumdadır. Fakat buna rağmen uzaydaki en geri kalmış medeniyetlerden birisiymişiz. Hatta Ay'daki üsse gelen küre cisim "ilkel dilinizi çözmem iki dakikamı aldı" gibi aşağlayıcı şeyler söylüyordu.
• Dünyada savaş olayları bitmiş, bütün büyük ülkeler (G8 ülkeleri) ortak olmuş birlikte uzaya yönelmiş durumdalar. Ayrıca diğer 192 ülkeyi adam yerine koymuyorlar. Burada gösterilen dünya düzeninde tüm kararlar bu sekiz ülke tarafından oy birliği ile alınıyor.

Filmde bu ve benzeri bir çok detay var. Bunları filmde açık olarak göstermişler, bu kadar çok detayı bulunca garipseyebiliyorsun.

Kişisel Yorumum

Film heyecanlı, fakat o kadar heyecanlı değil. Çünkü 2016'yı anlatmasına rağmen biraz fazla abartmış durumda. Ayrıca bütün film; bir tane kendini beğenmiş züppe; onun sevgilisi ve gençken bir uçuş eğitiminde az kalsın ölümüne sebep olduğu tartışmalı arkadaşı arasında geçiyor. Aslen filmde geçen bir çok şey Amerikanın ve bazı serüvenli örgütlerin "Yeni Dünya Düzeni" diye dünyaya alıştırmaya çalıştıkları şeyin çok aptalca bir göstergesi olmuş. Mesela filme Türkleri yok olmuş, Amerikadaki zencileri de uzayda ufak bir gerilla kabilesi olarak işlemiş. Dünyada sekiz ülkeden başka her hangi bir ülke yok muş gibi davranılıyor.Uzaylılarla girdikleri maceranın da iyi bir izleyici tarafından bir çok mantıksız yanı bulunabiliyor.
Buna rağmen bilim kurgu severlerin izlemekten keyif alabilecekleri bir sinemadır. Hafif düzeyde aksiyon, biraz gerilim, aşk ve sevgi içeren bir örüntüsü var. Ayrıca filmin sonunda devamı geleceğini ve devam eden süreçte savaşlarını uzaya taşıyacaklarını belirtmiş durumda.Yani filmin bir sonraki bölümü sanki Star Wars gibi bir şey olacak gibi duruyor. 
Bu kadarını da yaşayıp göreceğiz.
Şimdilik keyifli vakitler....